beat

adj. bitkin, çok yorgun, turşu gibi (Argo); asi
————————
n. vuruş, atış, darbe, vurma sesi, çarpma; tempo, ritm, ritim, titreşim; serseri; üstünlük, devriye; sürgün avı; haberi önce yayınlama (gazete)
————————
v. vurmak, dövmek, çırpmak, dayak atmak, pataklamak, volta vurmak; çalmak (davul); açmak (yol); yenmek, alt etmek (Argo); geçmek; atmak (kalp); yuvasından çıkarmak (av),
* * *
past tense; see beat

v.s_h|o_h.vur+s_h.yen+e.çarp:n.darbe

/bi:t/ e. dövmek; vurmak, dövmek; çırpmak; çalkalamak; (kalp, nabız) atmak; yenmek ¤ a. vurma, vuruş; yürek atışı; müz. ritm, tempo; devriye bölgesi ¤ s. arg. çok yorgun, leşi çıkmış; kon. hippi beat a retreat geri çekilmek beat about endişeyle aramak; rota değiştirmek beat about/around the bush lafı ağzında gevelemek, bin dereden su getirmek beat all hollow tamamen yenmek beat down kon. indirmek, azaltmak; fiyatı indirmeye ikna etmek beat frequency elek. darbe frekansı, vuru frekansı beat generation asi gençlik beat it arg. siktir git!, defol! beat ones brain kafa patlatmak beat out (ateş) vurarak söndürmek beat the air havanda su dövmek beat time tempo tutmak beat to windward den. orsasına seyretmek beat up kon. döverek yaralamak, pataklamak beat up recruits acemi asker toplamak

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə beat sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki beat sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.