full

adj. dolu, tam, tok, etine dolgun, balıketi, bol, geniş, meşgul, öz, elinden gelenin en iyisi, son
————————
n. doluluk, dolu şey, son had
————————
v. yıkayıp çektirmek, yıkayıp büzmek
* * *
1. doğrudan (adv.)
2. dolu (adj.)
3. tam dolu
* * *
[ful]
1. adjective
1) (holding or containing as much as possible: My basket is full.) dolu
2) (complete: a full year; a full account of what happened.) tam, bütün
3) ((of clothes) containing a large amount of material: a full skirt.) bol, geniş
2. adverb
1) (completely: Fill the petrol tank full.) tamamen, ağzına kadar
2) (exactly; directly: She hit him full in the face.) tam, doğruca
•
- fully
- full-length

- full moon

- full-scale

- full stop

- full-time

- fully-fledged

- full of

- in full

- to the full

adv.doğrudan:adj.dolu

/ful/ s. dolu; dolu, kalabalık; tam, tamam, tüm; doymuş, tok; (giysi) gevşek, bol; en çok, en yüksek, en fazla, maksimum; (of ile) yalnızca -i düşünen, -den başka şey düşünmeyen, -le dopdolu; yuvarlak, toparlak; dopdolu, taşkın, coşkun ¤ be. doğruca, doğrudan, direkt olarak; çok ¤ e. teks. dinklemek be as full as a tick tıka basa doymak full adder biliş. tam toplayıcı full advance oto. tam avans full annealing met. tam tavlama full automatic tam otomatik full circle tam daire full costing tam maliyetleme full duplex biliş. tam dupleks, tam ikiyönlü full duplex circuit biliş. çift yönlü devre, çift yönlü çevrim full employment tam istihdam full finish teks. tam apre full handle teks. tok tutum, dolgun tutum full hardening met. tam sertleşme full moon dolunay full payment tam ödeme full sail den. pupa yelken full set bill of lading tam takım konşimento full shade tam ton full size doğal boy, tam boyut full speed tam devir, tam hız full stop nokta come to a full stop tamamen durmak, bitmek, noktalanmak, son bulmak full time job tamgün iş full-track vehicle tam tırtıllı taşıt full value tam değer full value insurance tam değer üzerinden sigorta full width at half maximum fiz. rezonans genişliği, yarı-doruk genişliği full width washing machine teks. açık halde yıkama makinesi, geniş yıkama makinesi in full tamamen, tam olarak to be full son derece, çok, tümüyle

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə full sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki full sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.