fuel

n. yakıt, yakacak, benzin
————————
v. yakıt almak, benzin doldurmak, yakıt sağlamak
* * *
1. yakıt al (v.)
2. yakıt (n.)
3. yakıt
* * *
[\'fjuəl]
1. noun
(any substance by which a fire, engine etc is made to work (eg coal, oil, petrol): The machine ran out of fuel.) yakıt, yakacak
2. verb
(to give or take fuel: The tanker will leave when it has finished fuelling / being fuelled.) yakıt ikmali yapmak; yakıt almak

v.yakıt al:n.yakıt

/'fyuıl/ a. yakıt; yakacak; benzin ¤ e. yakıt vermek; yakıt almak fuel-air mixture oto. yakıt hava karışımı fuel alarm yakıt seviyesi alarmı fuel cam yakıt kamı fuel can benzin bidonu fuel consumption yakıt sarfiyatı, yakıt tüketimi fuel economy yakıt ekonomisi, yakıt tasarrufu fuel element fiz. yakıt maddesi fuel feed oto. yakıt besleme, yakıt verme fuel feed pump oto. mazot pompası, yakıt besleme pompası fuel filter yakıt filtresi, yakıt süzgeci fuel gas yakıt gazı fuel gauge yakıt göstergesi fuel hose yakıt hortumu fuel injection yakıt püskürtme fuel injection pump oto. enjeksiyon pompası, püskürtme pompası fuel level yakıt düzeyi fuel line oto. yakıt borusu fuel oil fuel oil, yağyakıt fuel pressure yakıt basıncı fuel pump yakıt pompası fuel pump cam oto. yakıt pompası kamı fuel rating fiz. yakıt oranı fuel reserve tank oto. yedek yakıtlık, yedek yakıt deposu fuel rod fiz. yakıt çubuğu fuel saving yakıt tasarrufu fuel strainer oto. yakıt filtresi, yakıt süzgeci fuel supply oto. yakıt iletimi, yakıt sevkıyatı fuel tank oto. yakıt deposu, yakıtlık fuel tanker oto. akaryakıt tankeri fuel truck yakıt tankeri

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə fuel sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki fuel sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.