answer

n. cevap, yanıt, çözüm; tepki; karşılık, misilleme; bakmak (kapi, telefon)
————————
v. cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, bakmak (kapı), karşılamak, yetmek, tanıma uymak, uymak, yerine getirmek, kefil olmak
* * *
1. cevap ver (v.)
2. cevap (n.)
3. yanıtla (v.)
4. yanıt (n.)
* * *
1. noun
1) (something said, written or done that is caused by a question etc from another person: She refused to give an answer to his questions.) cevap
2) (the solution to a problem: The answer to your transport difficulties is to buy a car.) çözüm, çare
2. verb
1) (to make an answer to a question, problem, action etc: Answer my questions, please; Why don\'t you answer the letter?) cevaplamak, cevap vermek
2) (to open (the door), pick up (the telephone) etc in reponse to a knock, ring etc: He answered the telephone as soon as it rang; Could you answer the door, please?) bakmak, açmak
3) (to be suitable or all that is necessary (for): This will answer my requirements.) el vermek, işini görmek
4) ((often with to) to be the same as or correspond to (a description etc): The police have found a man answering (to) that description.) uymak, bildirildiği gibi olmak
•
- answerable
- answering machine

- answer for

- answerphone

v.yanıtla:n.yanıt

/'a:nsı/ a. yanıt, cevap, karşılık; ters karşılık, sert yanıt; karşılık, misilleme; çözüm ¤ e. yanıtlamak, cevap vermek, karşılık vermek; tanımlamak, uymak, eşit olmak; yeterli olmak, tatmin edici olmak answer back terbiyesizce cevap vermek, kaba bir şekilde karşılık vermek answer for -den sorumlu olmak; ödemek; karşılığını vermek; cezasını çekmek answer print birinci kopya, ilk eşlem answer signal cevap sinyali answer the door kapıya bakmak answer the phone telefona bakmak answering machine Aİ. telesekreter

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə answer sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki answer sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.