force

n. kuvvet, güç, zorlama, kudret, zor, şiddet, baskı, etki, nüfuz, geçerlilik, yürürlük, kütle, yığın, birlik
————————
v. zorlamak, mecbur etmek, sıkıştırmak, baskı yapmak, yükseltmek (fiyat), çabuklaştırmak, ırzına geçmek, serada yetiştirmek
* * *
1. güç (n.)
2. zorla (v.)
3. kuvvet (n.)
* * *
[fo:s]
1. noun
1) (strength or power that can be felt: the force of the wind.) güç
2) (a person or thing that has great power: the forces of Nature.) kuvvet
3) ((sometimes with capital) a group of men prepared for action: the police force; the Royal Air Force.) güç, kıta
2. verb
1) (to make (someone or something) do something, go somewhere etc, often against his etc will: He forced me to give him money.) zorlamak
2) (to achieve by strength or effort: He forced a smile despite his grief.) zorla başarmak
•
- forced
- forceful

- forcefully

- forces

- in, into force

v.zorla:n.güç

/fo:s/ a. güç, kuvvet; zor, baskı, şiddet; etki, hüküm; ikna gücü, inandırma gücü; birlik, kuvvet ¤ e. zorlamak; mecbur etmek, zorlamak; (ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak by force zorla force constant kuvvet katsayısı force majeure fors majör, zorunlu neden, mücbir sebep force of attraction çekme kuvveti force of gravity yerçekimi kuvveti, ağırlık kuvveti force pump mak. basma tulumba in force çok sayıda; yürürlükte, geçerli force sb to the wall köşeye sıkıştırmak

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə force sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki force sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.