direct

adj. direkt, doğru, doğrudan doğruya; dolaysız; kestirme; açık; anlaşılır; dürüst; güneş çevresinde doğudan batıya dönen
————————
v. yönetmek, idare etmek, yöneltmek, direktif vermek, komuta etmek, yönlendirmek; yol göstermek; adres yazmak (gönderiye); atfetmek; emretmek
* * *
1. doğrudan
2. yönet (v.)
3. doğrudan (adj.)
* * *
[di\'rekt]
1. adjective
1) (straight; following the quickest and shortest way: Is this the most direct route?) doğrudan, direkt
2) ((of manner etc) straightforward and honest: a direct answer.) dürüst, içten
3) (occurring as an immediate result: His dismissal was a direct result of his rudeness to the manager.) direkt, doğrudan
4) (exact; complete: Her opinions are the direct opposite of his.) kesin, tam
5) (in an unbroken line of descent from father to son etc: He is a direct descendant of Napoleon.) doğrudan
2. verb
1) (to point, aim or turn in a particular direction: He directed my attention towards the notice.) yöneltmek
2) (to show the way to: She directed him to the station.) yolu/yeri tarif etmek
3) (to order or instruct: We will do as you direct.) talimat vermek, emretmek
4) (to control or organize: A policeman was directing the traffic; to direct a film.) yönetmek
•
- direction
- directional

- directive

- directly

- directness

- director

- directory

doğrudan

/di'rekt/ s. doğru, düz, direkt; dolaysız; dosdoğru, tereddütsüz; dürüst; kesin, tam ¤ be. dosdoğru, direkt, duraklamadan ¤ /di'rekt, day'rekt/ e. yolu tarif etmek; yönetmek; emretmek; yöneltmek, doğrultmak, çevirmek direct access biliş. doğrudan erişim direct action doğrudan etkili, doğrudan bağlı direct address biliş. doğrudan adres direct addressing biliş. doğrudan adresleme direct allocation biliş. doğrudan tahsis, doğrudan atama direct arbitrage doğrudan arbitraj direct bill of lading aktarmasız konşimento direct broadcast satellite elek. direkt yayın uydusu, dolaysız televizyon uydusu direct business direkt iş, aracısız iş direct code biliş. doğrudan kod direct coding biliş. doğrudan kodlama direct communication doğrudan iletişim, direkt komünikasyon direct connection doğrudan bağlantı, direkt bağlantı direct control biliş. doğrudan denetim direct controls dolaysız kontroller direct conversion biliş. doğrudan dönüşüm, doğrudan dönüştürme direct cost direkt masraf, direkt maliyet direct coupling elek. direkt kuplaj, doğrudan bağlaşım direct-current amplifier elek. doğru akım amplifikatörü direct-current telegraphy elek. doğru akım telgrafı direct-current voltage doğru akım gerilimi direct current düz akım, doğru akım direct data entry biliş. doğrudan veri girişi direct dealings direkt işlemler direct display biliş. doğrudan gösterim direct distance dialling direkt uzak arama, otomatik arama direct drive oto. priz direkt direct-drying apparatus şek. ateşle kurutucu, direkt kurutma aygıtı direct dyeing direkt boyama direct dyestuff direkt boyarmadde direct exchange doğrudan kambiyo direct expense direkt masraf, dolaysız harcama direct exporting dolaysız ihracat direct financing doğrudan doğruya finansman, aracısız finansman direct importation doğrudan doğruya ithal, aracısız ithal direct injection oto. direkt enjeksiyon direct-insert routine biliş. açık yordam direct-insert subroutine biliş. doğrudan katılımlı altyordam direct instruction biliş. doğrudan komut direct investment doğrudan yatırım, dolaysız yatırım direct labour direkt işçilik direct letter of credit özel itibar mektubu direct liability direkt sorumluluk, dolaysız sorumluluk direct light düz ışık direct lighting doğrudan ışıklandırma, direkt aydınlatma direct loss direkt hasar direct material direkt malzeme direct memory access biliş. doğrudan belleğe erişim direct method doğru yöntem direct mortgage loan doğrudan ipotek kredisi direct object dolaysız tümleç direct organization biliş. doğrudan organizasyon, doğrudan düzenleme direct printing direkt baskı direct product mat. direkt çarpım, dolaysız çarpım direct production direkt üretim, aracısız üretim direct reading direkt okuma, doğrudan okuma direct recording direkt kayıt, doğrudan kayıt direct reference address biliş. doğrudan referans adresi direct sale doğrudan satış direct service dolaysız hizmet direct shipment direkt sevkıyat direct speech dolaysız anlatım direct spinning machine teks. doğrudan büküm makinesi direct spinning teks. doğrudan büküm direct tax dolaysız vergi, vasıtasız vergi direct-vision prism fiz. doğru gören prizma direct wave elek. düz dalga, direkt dalga

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə direct sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki direct sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.