crystal

adj. kristal, berrak, parlak, şeffaf, açık, kristal biçiminde
————————
n. kristal, billur, kesme cam, kristal eşya; saat camı
* * *
kristal
* * *
[\'kristl]
noun
1) (a small part of a solid substance (eg salt or ice) which has a regular shape.) kristal
2) (a special kind of very clear glass: This bowl is made of crystal.) kristal (cam)
•
- crystalline
- crystallize, crystallise

- crystallization, crystallisation

- crystal ball

- crystal clear

kristal

/'kristl/ a. kristal, kırılca; billur crystal analysis fiz. kristal analizi, kırılca çözümlemesi crystal anisotropy fiz. kristal anizotropisi crystal axes fiz. kristal eksenleri crystal boundary met. kristal sınırı crystal calibrator elek. kristalli kalibratör crystal control elek. kristal kontrolü crystal counter elek. kristalli sayaç crystal defect kristal kusuru crystal detector elek. kristal detektör crystal diode elek. kristal diyot crystal filter kristal süzgeç crystal-gate receiver elek. kristal kapılı alıcı crystal grain kristal tanesi crystal grating fiz. kristal ağı crystal growth kristal büyümesi crystal imperfection kristal kusuru crystal lattice kristal kafesi, kırılca örgüsü crystal microphone elek. kristal mikrofon crystal mixer kristal karıştırıcı crystal nucleus kristal çekirdeği crystal oscillator kristalli osilatör crystal oven kristal fırını crystal pick-up kristalli pikap crystal receiver elek. kristalli alıcı crystal rectifier elek. kristalli redresör crystal set elek. kristalli alıcı crystal spectrometer kristalli spektrometre crystal structure kristal yapısı crystal sugar kristal şeker crystal symmetry kristal simetrisi crystal system kristal sistemi, kristal dizgesi

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə crystal sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki crystal sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.