cat

n. kedi, kedi soyundan hayvan, pisi (Argo); kinci kadın, dedikoducu kadın; caz meraklısı kimse, griva palangası
* * *
kedi
* * *
[kæt]
noun
1) (a small, four-legged, fur-covered animal often kept as a pet: a Siamese cat.) kedi
2) (a large wild animal of the same family (eg tiger, lion etc): the big cats.) kedigillerden vahşi hayvan
•
- catty
- catcall

- catfish

- catgut

- catsuit

- cattail

- let the cat out of the bag

kedi

/ket/ a. kedi; den. griva palangası cat burglar hırsız cat's eye (ışık vurunca parlayan) reflektör, kedigözü; aynülhir cat's paw alet, maşa cat's whisker dedektör ibresi grin like a Cheshire cat pişmiş kelle gibi sırıtmak have not a cat in hell's chance hiç şansı olmamak let the cat out of the bag kon. baklayı ağzından çıkarmak, ağzından kaçırmak like a cat on a hot tin roof sinirli, gergin, huzursuz like a cat on hot bricks sinirli, gergin, huzursuz like a cat with nine lives dokuz canlı like cat and dog kedi köpek gibi like something the cat brought/dragged in dağınık, kirli like the cat that stole the cream kendini beğenmiş not room to swing a cat avuç içi kadar yer, daracık yer play cat and mouse with kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak put the cat among the pigeons (beklenmedik sözle/davranışla) sorun çıkarmak, olay çıkarmak rain cats and dogs kon. şakır şakır yağmur yağmak, bardaktan boşanırcasına yağmak see which way the cats jumps gidişata göre davranmak think one is the cat's pyjamas/whiskers arg. kendini beğenmek, kendini bir şey sanmak

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə cat sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki cat sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.