cast

n. atma, fırlatma; voli, zarda gelen sayı, olta iğnesi; zoka, alçı [tıp.], boşaltım (hayvanlarda), döküm, dökümcülük; kalıp, biçim, yöntem; rol alanlar, oyuncular; az bir miktar, nüans, rol dağıtımı, ton, çarpıklık, eğrilik, çeşit, tip, cins
————————
v. atmak, fırlatmak, kalıba dökmek, dökmek (deri, tirnak, kabuk, tüy); erken doğum yapmak; kehanette bulunmak; rol dağıtımı yapmak, rol vermek; biçim vermek; yem atmak; eğrilmek; kokuyu takip etmek; kusmak [brit.]
* * *
1. at (v.)
2. atış (n.)
* * *
past tense, past participle; see cast

v.at:n.atış

/ka:st/ e. fırlatmak, atmak; atmak, çıkarmak, değiştirmek; (oy) vermek; dökmek, saçmak; rol vermek; dökmek, döküm yapmak ¤ a. atma, atış; kalıp, döküm; oynayanlar, oyuncular; çeşit, tür; alçı ¤ s. atılmış; dökme cast a slur (on) namusuna leke sürmek cast bronze dökme bronz cast doubt on gölge düşürmek cast in the eye şaşılık cast in the same mold aynı hamurla yoğrulmuş cast iron met. font, pik demir, dökme demir cast nail dökme çivi cast of mind düşünce biçim, kafa cast off the rope den. halatı mola etmek cast off çıkarmak; kurtulmak; ilişkisini kesmek; (ilmek) iğneden çıkarmak; den. mola etmek; bas. yazının basılı uzunluğunu tahmin etmek cast steel dökme çelik cast sth in sb's teeth yüzüne vurmak, başına kakmak cast stone suni taş cast-in-situ pile inş. yerinde dökme kazık

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə cast sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki cast sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.