wear

wear nədir, İngiliscə nə məna gəlir, Türkcə wear nə mənasıdır? İngiliscə - Türkcə

n. giyinme, kullanma, elbise, giysi, eskime, yıpranma, aşınma, dayanma, dayanıklılık
————————
v. giymek, takmak, taşımak, dayanmak, takınmak, aşındırmak, yıpratmak, soldurmak, solmak, yıpranmamak, boca etmek, volta vurmak
* * *
1. aşın
2. giy (v.)
3. giysi (n.)
* * *
[weə]
1. past tense - wore; verb
1) (to be dressed in or carry on (a part of) the body: She wore a white dress; Does she usually wear spectacles?) giymek, takmak
2) (to arrange (one\'s hair) in a particular way: She wears her hair in a pony-tail.) yapmak, kesmek
3) (to have or show (a particular expression): She wore an angry expression.) takınmak
4) (to (cause to) become thinner etc because of use, rubbing etc: This carpet has worn in several places; This sweater is wearing thin at the elbows.) incel(t)mek, aşın(dır)mak
5) (to make (a bare patch, a hole etc) by rubbing, use etc: I\'ve worn a hole in the elbow of my jacket.) açmak, oluşturmak
6) (to stand up to use: This material doesn\'t wear very well.) dayanmak
2. noun
1) (use as clothes etc: I use this suit for everyday wear; Those shoes won\'t stand much wear.) giy(in)me
2) (articles for use as clothes: casual wear; sportswear; leisure wear.) giysi, giyim
3) ((sometimes wear and tear) damage due to use: The hall carpet is showing signs of wear.) yıpranma, eskime
4) (ability to withstand use: There\'s plenty of wear left in it yet.) dayanma

- wearable
- wearer

- wearing

- worn

- wear away

- wear off

- wear out

- worn out

v.giy:n.giysi

/weı/ e. giymek; takmak; takınmak; aşınmak, yıpranmak; aşındırmak, yıprandırmak, yıpratmak; açmak; dayanmak; genç kalmak ¤ a. giyme, giyinme, kullanma, kullanılma; giyim eşyası, giyim, elbise; aşınma, yıpranma, eskime; dayanıklılık, dayanma wear away zamanla aşınmak; aşındırmak wear down aşınmak; aşındırmak, yıpratmak; (gücünü, etkinliğini, vb.) azaltmak, zayıflatmak, kırmak, yenmek wear more than one hat bir koltukta iki karpuz taşımak wear off yavaş yavaş azalmak, geçmek, kaybolmak wear on uzamak, bitmek bilmemek wear out eskimek, yıpranmak, kullanılmaz hale gelmek; eskitmek, yıpratmak, kullanılmaz hale getirmek; çok yormak, yorgunluktan bitirmek, yıpratmak wear out one's welcome demir atmak, postu sermek, ziyareti uzatıp bıktırmak wear and tear kullanmayla eskime wear resistance teks. kullanım dayanıklılığı wear the trousers dediği dedik olmak


İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə wear sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki wear sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.

Was this article helpful?

93 out of 132 found this helpful