blank

adj. boş; yazısız; açık; ifadesiz, anlamsız; şaşırmış; tam; görüntüsüz [tv]
————————
n. boşluk; yazısız kâğıt, boş kâğıt, boş numara; hedef, hedefin ortası
————————
v. çıkarmak, silmek, sayıyı önlemek [spor.]
* * *
1. boş
2. boşluk
* * *
[blæŋk]
1. adjective
1) ((of paper) without writing or marks: a blank sheet of paper.) boş, yazısız
2) (expressionless: a blank look.) ifadesiz, boş
3) ((of a wall) having no door, window etc.) boş
2. noun
1) ((in forms etc) a space left to be filled (with a signature etc): Fill in all the blanks!) boşluk
2) (a blank cartridge: The soldier fired a blank.) kurusıkı fişek
•
- blankly
- blankness

- blank cartridge

- blank cheque

- go blank

boş

/blenk/ s. (kağıt, kaset, vb.) boş; (çek) açık; anlamsız, boş ¤ a. boşluk, boş alan; üzerinde ilgili kişi tarafından doldurulmak üzere boşluklar bulunan kağıt; işlenmemiş parça blank cartridge ask. kurusıkı fişek blank character biliş. boşluk karakteri blank cheque açık çek blank endorsement açık ciro blank flange kör flanş blank groove boş oluk blank out biliş. silmek, karartmak blank test kör deney blank vat teks. kör tüp blank verse serbest nazım, uyaksız şiir draw a blank kon. başarısız olmak

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə blank sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki blank sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.