still

adj. durgun, hareketsiz, sakin, sessiz, köpüksüz
————————
adv. hâlâ, halâ, henüz, daha, daha da, yine, yine de, buna rağmen
————————
conj. yine de, buna rağmen, ne de olsa
————————
n. sükunet, hareketsizlik, sükut, tanıtım fotoğrafı (film), imbik, damıtıcı, içki fabrikası
————————
v. susturmak, durdurmak, sakinleştirmek, yatıştırmak, sakinleşmek, yatışmak
* * *
1. durgun
2. hala (fa.)
3. hareketsiz (adj.)
* * *
I
1. [stil]
adjective
1) (without movement or noise: The city seems very still in the early morning; Please stand/sit/keep/hold still while I brush your hair!; still (= calm) water/weather.) sakin, durgun
2) ((of drinks) not fizzy: still orange juice.) gazı/havası kaçmış
2. noun
(a photograph selected from a cinema film: The magazine contained some stills from the new film.) film fotğrafı
- stillness
- stillborn
II [stil]
adverb
1) (up to and including the present time, or the time mentioned previously: Are you still working for the same firm?; By Saturday he had still not / still hadn\'t replied to my letter.) hâlâ, daha
2) (nevertheless; in spite of that: Although the doctor told him to rest, he still went on working; This picture is not valuable - still, I like it.) yine de, buna rağmen
3) (even: He seemed very ill in the afternoon and in the evening looked still worse.) hatta, bile

fa.hala:adj.hareketsiz

/stil/ be. hala; yine de, buna rağmen; (daha) da ¤ s. be. hareketsiz; kıpırdamadan; sessiz, durgun; rüzgarsız, esintisiz; dalgasız, durgun; (şarap, vb.) köpüksüz, gazsız ¤ a. sessizlik, sakinlik; imbik, damıtıcı ¤ e. yatıştırmak, sakinleştirmek, susturmak still air durgun hava still life ölü doğa, natürmort

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə still sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki still sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.