solid

adj. katı, sert, sağlam, metin, som, masif, güvenilir, tek parça, yekpare, birbirine bağlı, birlik olan, sağlam karakterli, tam, eksiksiz, bütün, kübik, cisimsel, mükemmel, türdeş, aynı türden, koyu
————————
n. katı cisim, üç boyutlu cisim, üç boyutluluk
* * *
1. katı
2. solid
* * *
[\'solid]
1. adjective
1) (not easily changing shape; not in the form of liquid or gas: Water becomes solid when it freezes; solid substances.) katı
2) (not hollow: The tyres of the earliest cars were solid.) içi dolu (olan)
3) (firm and strongly made (and therefore sound and reliable): That\'s a solid piece of furniture; His argument is based on good solid facts/reasoning.) sağlam
4) (completely made of one substance: This bracelet is made of solid gold; We dug till we reached solid rock.) yekpare, som
5) (without breaks, gaps or flaws: The policemen formed themselves into a solid line; They are solid in their determination to strike.) tam, aralıksız
6) (having height, breadth and width: A cube is a solid figure.) üç boyutlu
7) (consecutive; without a pause: I\'ve been working for six solid hours.) aralıksız, tam
2. adverb
(without interruption; continuously: She was working for six hours solid.) aralıksız olarak
3. noun
1) (a substance that is solid: Butter is a solid but milk is a liquid.) katı madde
2) (a shape that has length, breadth and height.) üç boyutlu biçim
•
- solidarity
- solidify

- solidification

- solidity

- solidness

- solidly

- solid fuel

katı

/'solid/ s. katı; içinde boşluk olmayan, içi dolu, dolma; sıkı, sağlam, dayanıklı, mazbut; aralıksız, kesintisiz, deliksiz; kaliteli, sağlam, dayanıklı; som; mat. üç boyutlu; güvenilir, sağlam ¤ a. katı madde; katı yiyecek; üç boyutlu cisim solid angle mat. cisim açı, katı açı solid axle yekpare dingil solid body katı cisim solid electrolyte elek. katı elektrolit solid fuel katı yakıt solid geometry mat. uzay geometri solid head yekpare silindir solid matter katı madde solid of revolution mat. dönel cisim solid phase katı hal solid rib hav. yekpare sinir, yekpare profil solid rock mad. som kayaç solid solubility katı çözünürlüğü solid solution katı çözelti solid state katı hal solid-state physics fiz. katı hal fiziği solid tyre dolma lastik

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə solid sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki solid sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.