joint

adj. müşterek, ortaklaşa, birlikte, ortak, birleşik, birleşmiş
————————
n. birleşme yeri, esrar, ek yeri, eklem, ot, mafsal, batakhane, esrarlı sigara
————————
v. birleştirmek, bitiştirmek, eklemek
* * *
1. bağlantı
2. mafsal
3. birleştir (v.)
4. birleşme yeri (n.)
* * *
[‹oint]
1. noun
1) (the place where two or more things join: The plumber tightened up all the joints in the pipes.) ek yeri, eklenti
2) (a part of the body where two bones meet but are able to move in the manner of eg a hinge: The shoulders, elbows, wrists, hips, knees and ankles are joints.) mafsal, eklem
3) (a piece of meat for cooking containing a bone: A leg of mutton is a fairly large joint.) but
2. adjective
1) (united; done together: the joint efforts of the whole team.) ortak, müşterek
2) (shared by, or belonging to, two or more: She and her husband have a joint bank account.) ortak, müşterek
3. verb
(to divide (an animal etc for cooking) at the, or into, joints: Joint the chicken before cooking it.) eklemlerinden ayırmak, kesmek
- jointed
- jointly

- out of joint
See also:
- join

bağlantı

/coynt/ a. eklem, mafsal; ek yeri, bitişme yeri; et parçası; boğum, düğüm; geçme, bindirme, ekleme; kon. hkr. ucuz/adi eğlence yeri, batakhane; kon. esrarlı sigara, sarıkız ¤ s. iki ya da daha fazla kişi tarafından paylaşılan, müşterek, ortak, birleşik ¤ e. bitiştirmek, eklemek; (et) eklem yerlerinden ayırmak joint account ortak hesap, müşterek hesap joint adventure ortak girişimi, müşterek teşebbüs joint and several müşterek ve müteselsil joint box elek. ek kutusu joint capital ortak sermaye joint committee karma komisyon joint credit müşterek alacak joint creditor müteselsil alacaklı joint debt müşterek borç, müteselsil borç joint debtor müşterek borçlu, müteselsil borçlu joint denial biliş. tümel değilleme joint distribution birleşik dağılım joint estate ortak mal varlığı joint guarantor müteselsil kefil joint guaranty müteselsil kefalet joint heir müşterek mirasçı joint liability müteselsil sorumluluk joint offender suçortağı joint owner ortak mal sahibi, hissedar joint ownership müşterek mülkiyet joint plaintiff müşterek davacı joint plate bağlama plakası joint procuration müşterek vekaletname joint property müşterek mülkiyet, ortak mülkiyet joint resolution ortak karar joint set yerb. (kayada) çatlak kümesi joint stock anonim joint stock bank ticari banka joint stock company anonim şirket joint stock corporation anonim şirket joint surety müteselsil kefil joint system yerb. çatlak sistemi, çatlak dizgesi joint tenancy müşterek mülkiyet, ortak kullanım joint undertaking ortak girişim joint venture müşterek teşebbüs, ortak girişim joint welding ek kaynağı jointing rule inş. derz mastarı

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə joint sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki joint sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.