hot

adj. sıcak, acı, acılı, seksi, ateşli, şehvetli, şiddetli, sert, kızgın, heyecanlı, taze, yeni, rahatsız edici, iletken, radyoaktif, çalıntı, baharatlı
————————
adv. kızgın, öfkeyle, şiddetle, ateşli olarak
————————
v. ısıtmak, ısınmak
* * *
sıcak
* * *
[hot]
adjective
1) (having or causing a great deal of heat: a hot oven; That water is hot.) sıcak
2) (very warm: a hot day; Running makes me feel hot.) sıcak
3) ((of food) having a sharp, burning taste: a hot curry.) acı, acılı
4) (easily made angry: a hot temper.) çabuk parlayan/öfkelenen
5) (recent; fresh: hot news.) taze, pek yeni
•
- hotly
- hot air

- hot-blooded

- hot dog

- hotfoot

- hothead

- hotheaded

- hothouse

- hot-plate

- be in, get into hot water

- hot up

- in hot pursuit

- like hot cakes

sıcak

/hot/ s. sıcak; biberli, acı; (haber) sıcak, taze; kon. şehvetli, ateşli, azgın; kon. bilgili, ilgili ¤ e. ısınmak; ısıtmak be in hot/deep water ayvayı yemek hot air sıcak hava; boş laf, anlamsız konuşma, hava cıva hot blast stove met. sıcak hava fırını hot bulb engine oto. kafadan kızdırmalı motor, yarım dizel motor hot calender teks. sıcak kalender hot cathode sıcak katot, kızgın katot hot-dip coat met. sıcak daldırmalı örtü hot-dip galvanize met. sıcak daldırmalı galvanizlemek hot dog sıcak sosisli sandviç hot drawing sıcak çekme hot embossing teks. sıcak gofraj hot foot it out of somewhere bir yerden çekip gitmek the hot seat kon. zor durum; arg. elektrikli sandalye hot line kırmızı hat hot mercerization teks. sıcak merserizasyon hot money sıcak para hot-oil dyeing teks. kızgın yağda boyama hot quenching met. sıcak suverme hot rolled asphalt sıcak silindirlenmiş asfalt hot saw sıcak testere not so hot kon. fena değil, idare eder hot spot kızgın nokta hot spring coğ. kaplıca hot under the collar kızgın, kızışmış, kavgaya hazır hot up hareketlenmek, kızışmak hot water boiler sıcak su kazanı hot water bottle sıcak su torbası hot water heating sıcak sulu ısıtma hot water sıcak su hot wave metr. sıcak dalgası hot well sıcak su deposu hot wind metr. sıcak rüzgar hot wire kızgın tel hot workability sıcak işlenebilme hot working met. sıcak işleme I'm hot terledim, bunaldım, piştim

İngiliscə - Türkcə lüğətdə İngiliscə hot sözünün Türkcə mənası nədir? İngiliscə dilindəki hot sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.