عجز

ardınca; bitkinlik; cılızlık; dermansızlık; eksiklik; güçsüzlük; hâlsizlik; ihtiyarlamak; körelme; sakatlamak; sakatlık; terki; toto; yeteneksizlik; zaaf; zafiyet; zayıflık

I
عَجَّزَ
sakatlamak
Anlamı: sakat bir duruma getirmek
II
عَجُز
1. terki
Anlamı: binek hayvanının sağrısı
2. toto
Anlamı: kıç, popo
3. ardınca
Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra
III
عَجْز
1. körelme
Anlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur
2. zaaf
Anlamı: düşkünlük, dayanamama
3. hâlsizlik
Anlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık
4. güçsüzlük
Anlamı: güçsüz olma durumu
5. yeteneksizlik
Anlamı: kabiliyetsizlik
6. dermansızlık
Anlamı: güçsüzlük, bitkinlik
7. eksiklik
Anlamı: noksan, nakısa
8. ihtiyarlamak
Anlamı: yaşı ilerlemek
9. sakatlık
Anlamı: sakat olma durumu
10. zafiyet
Anlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük
11. zayıflık
Anlamı: zayıf olma durumu
12. bitkinlik
Anlamı: bitkin olma durumu
13. cılızlık
Anlamı: cılız olma durumu

Ərəbca - Türkcə lüğətdə Ərəbca عجز sözünün Türkcə mənası nədir? Ərəbca dilindəki عجز sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.