دين

bağım; akide; borç; din; dindar; dindarlık; diyanet; kült; mezhep; mütedeyyin; verecek; zimmet; züht

I
دَيْن
1. zimmet
Anlamı: bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü
2. verecek
Anlamı: borç
3. borç
Anlamı: ödenmesi gereken para veya başka bir şey
II
دِين
1. züht
Anlamı: dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp, buyurduklarnı yerine getirme, takva
2. kült
Anlamı: din
3. bağım
Anlamı: bir şeyin veya bir kimsenin gücü veya etkisi altında bulunma
4. mezhep
Anlamı: dinde ortaya çıkan kollar
5. akide
Anlamı: bir şeye inanarak bağlanış, inanç, din inancı
6. diyanet
Anlamı: din kurallarına tam bağlı olma durumu
7. din
Anlamı: tanrıya inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum
8. dindarlık
Anlamı: dindar olma durumu
III
دَيِّن
1. mütedeyyin
Anlamı: dindar
2. dindar
Anlamı: dini inanci güçlü, din kurallarına dağı kimse

Ərəbca - Türkcə lüğətdə Ərəbca دين sözünün Türkcə mənası nədir? Ərəbca dilindəki دين sözünün Türkcə dilindəki mənasını yuxarıda oxuya bilərsiniz.